3 Ağustos 2014 Pazar

Açık Hava Müzesi mi? O Halde Prag !

Çek Cumhuriyeti komünizmin bir dönem damgasını vurduğu tarihte adını Slovakya ile yaşadığı bölünmeyle ve "Kadife devrim" ile gösteren bir ülke. İnsanları birayı çok seviyor. Öyle ki bira sudan bile ucuz. Prag adeta bir açıkhava müzesini andıran sevimli bir şehir. O kadar çok turist var ki eğer yanınızda şehre dair bir haritanız yoksa kalabalığı takip edin tüm görülmesi gereken yerlere gidersiniz. Özellikle Japon turist kafileleri bu konuda çok iddialı. Ünlü isim Charles döneminde ülke yönetimini ele geçirmiş ve yaptırdığı mimari herşeye kendi adını koydurmuş. Charles Bridge de bunlardan bir tanesi. Köprü üzerinde dini semboller barındıran hikayeler anlatan birçok heykel mevcut olmakla birlikte yaz aylarında her bir bireyin her bir heykel önünde fotoğraf çektirme sevdasından, köprüden geçmek zaman alıyor. 



Nehrin bir yanında Old Royal Castle, devasa bir park ve John Lennon Wall, diğer yanında da Old Town denen eski yapılarla kuşatılmış bir şehir bulunuyor. Royal Castle adından da anlaşılacağı gibi krallık döneminden, şehrin manzarasının enfes görüntüsüne bakabileceğiniz kadar yukarıda bu kale. Çok büyük bir alana yayılmış ve kocaman bir manastıra da sahip. 



Aynı rotada bir de oyuncak müzesi mevcut. Savaşta ve yoksullukta oyuncakların nasıl şekillendiği renk ve dokusunun nasıl dönüşümler geçirdiği çok güzel betimlenmiş müzede. 


John Lennon duvarı özgürlük temalı renk renk grafitilerle özlü sözlerle donatılmış. 


Old town da ise Old Clock Tower ve Old Jewish Cemetery ön planda. Tabiki bir dönem insanların yığınla çıktıkları bir meydan ve bu meydanda sallanan "Kadife devrim" in simgesi sayılan anahtarlıklardan çıkan özgürlük tınısı da hala sanki kulaklarda. Old Jewish Cemetery öldürülüp üstüste gömülen Musevilerin mezarlarını ve çocuklarının savaşta çizdiği resimlerle dolu bir müzeyi içeriyor. 16 ölü bedenin üstüste gömüldüğü bu nedenle toprağın yükselerek adeta bir tepe oluşturduğu toplu mezarlık insanlığın kendini sorgulaması gerekli olan yerlerden bir tanesi. Dünya rekoru bu mezarlıkta imiş.

Old Clock Tower üzerinde ölüm ve yaşam, iyilik ve kötülük simgelerini anlatan azizlerle kaplı oldukça etkileyici bir saat kulesi. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehre atılan üç bombadan bir tanesinin isabet ettiği yer, saatin hemen bitişik binası ortadan kalkmış ama yakından ve dikkatle bakmadıkça anlaşılması zor şehir meydanlarıyla, canlılığıyla oldukça hareketli.  Heryerden müzik sesleri yükseliyor sokaklarda. 


Bu yoğunluktan kaçıp kafa dinlemek isteyenler için şehrin içinde devasa bir alana yayılmış olan park çok iyi bir çözüm. Parkta bir çok mevye ağacı mevcut, mevsimini yakalarsanız çok şanslısınız demektir . :)









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder